GALİLEO GALİLEİ HAYATI

Fizik dünyasında yasaların keşfi, astronomi dünyasında gözlemleri ve Kopernik ’in Güneş merkezli evrenini savunup, 2000 yıl hüküm sürmüş Aristoteles’in fiziğinin geçersizliğini ispatlaması ile adından söz ettiren Galileo, 16 Şubat 1564 de İtalya’nın Pisa kentinde dünyaya gelmiştir. İtalyan astronom, fizikçi ve matematikçi Galileo Rönesans döneminin bilimsel devrimlerine sağladığı katkı ile ‘Bilimin babası’ olarak tanınır. Newton’dan sonra modern bilimi kuranların en önemlisi kabul edilmiş ünlü filozof, dönemin pek çok bilim insanı ve mucidi gibi bilimin ışığında gerçeklerin peşindeydi.

Hollanda’da uzak nesneleri büyütebilen bir aletin yapıldığını öğrendiğinde kendisine aynısından yapmaya karar vererek ilk dürbününü 1609 yılında yaptı. Tarihte sıklıkla Güneş merkezli sistemin teleskobik gözlemsel kanıtlarını ortaya koyan çalışmalarıyla adı geçen Galileo, teleskopu astronomik keşif için kullanan ilk bilim insanıdır. Yaptığı dürbün günümüzde kullanılabilecek belki en elverişsiz teleskoplarla eş değer olmasına rağmen, İtalyan astronomun gökyüzü gözlemleri bilim dünyasında büyük ses getirmiştir.

Aynı zamanda bir Astrolog olan Galileo’nun astronomik olarak gözlemleri Ay, Venüs, Jüpiter, Güneş, Orion takımyıldızı ile Samanyolu üzerinedir. Ay’ın yapısı ile birlikte evrelerini incelemiş, Jüpiter İçin ise ‘Adeta minyatür bir Güneş sistemi…’ şeklinde bahsetmiştir. Öyle ki Jüpiter’in dört büyük uydusuna ‘Galileo’nun uyduları’ denilmiştir. Satürn’ün üç boyutlu görünümünü, güneş lekelerini ve Venüs gezegeninin değişik evrelerini gözlemlemiştir. Bununla birlikte bazı takımyıldızlarının haritalarını çıkarttığı, yıldız Samanyolu’nun pek çok yıldızın bir araya geldiği bir bulutsu olduğunu fark ettiği bilinmektedir.

Galileo, teleskopuyla yaptığı gözlemleri 1610 yılında “Starry Messenger” (Yıldız habercisi) isimli kitabında yayınladı ve Galileo’nun keşfettiği gökyüzü sisteminin bilinen ilahi sistemden farklı olduğu görüldü. Dünya’nın etrafında dönen bir ilahi sistem değil de Galileo’nun doğumundan yirmi yıl önce Copernicus’un iddia ettiği gibi Güneş’i merkez alan bir sistemin varlığına kanıt olan gözlemleri ile dönemin geleneksel inancına ters düştü.

‘Doğa, dili matematik olan bir kitaptır.’ diyerek evreni anlamaya olan merakını ortaya koyan Galileo dine aykırı görüşleri ve bilimi savunması nedeniyle Kilise otoritesi ile karşı karşıya kalarak, 1604 yılında engizisyon mahkemelerine verildi. Fikirlerini savunmaktan vazgeçmesi istendi ve on yıl süren ev hapsine mahkûm edildi.

Galileo, astroloji ve astronomiye atıfta bulunan bir matematikçiydi. 1881’de Favaro, ‘Galileo Astrologo’ adlı makalesinde; ‘Galileo’nun astrolojiyle ilgilendiği konusunda en ufak bir şüpheye sahip olmak bana imkânsız görünüyor, gerçekten de bu sanattaki büyük yeteneğiyle ünlüydü, bu yüzden seçkin insanlar ona tam bir güvenle danıştılar, birçok durumda yıldız çizelgeleri ve tahminler istediler.’ şeklinde belirtmiştir.

Galileo’nun, kaybolmuş olsa da astroloji alanında çalışan kişilere yazdığı mektuplar olduğu bilinmektedir. Onun tarafından oluşturulmuş haritaların da kaybolduğu ancak kendisi tarafından hazırlanan yirmi beş çizelge ve çizelge analizlerinin birkaç örneği kalmıştır.

1610’da çıkan devrim niteliğindeki en çok satan kitabı Sidereus Nuncius (Yıldızların Mesajı) kitabında Jüpiter için; ‘Öyleyse kim bilmez ki; merhamet, yürekten nezaket, tavırların nezaketi, kraliyet kanının ihtişamı, kamusal görevlerde asalet, geniş çapta etki ve diğerleri üzerindeki güç. Bunların tümü, ortak meskenlerini ve majestelerinin yerleşmiş olan diyorum ki, Tanrı’nın rızasına göre tüm iyi şeylerin geldiği bu niteliklerin Jüpiter’in yani en iyi huylu yıldızından kaynaklandığını bilmiyor mu?’ şeklinde bahsettiğine rastlıyoruz. Anlaşılacağı üzere astrolojide gökyüzünün en büyük iyicili olarak kabul edilen Jüpiter hakkındaki astrolojik bir çıkarımdır.

Yine kitapta Galileo’nun Toskana hükümdarı Medici’nin bir doğum haritasında tepe noktasında ve hatta Yay burcunda yerleşmiş bir Jüpiter için; ‘Jüpiter, Jüpiter diyorum, Majesteleri! Doğduğu anda ufkun yavaş, donuk buharlarını çoktan geçmişti ve Orta Cenneti işgal ediyordu, bu noktadan itibaren doğu açısını aydınlatıyordu. O yüce tahttan en mutlu teslimatı gördü ve yeni doğanların tüm ihtişamı ve ihtişamı en saf havada yayıldı hassas bedeninizin ve zihninizin ilk nefesleriyle o evrensel etki ve gücü özümsemesi için…’ diye devam eden metinde, gezegenin görkemini ifade ettiğine rastlıyoruz. Bu da Galileo’nun astrolojinin sistem olarak nasıl açığa çıktığına dair bir görüşü olduğunu anlatır.

 

1611 yılında Favaro’ ya yazdığı bir mektupta Galileo yıldızların insanlık üzerindeki etkilerini ‘Yıldızlar esas olarak ışıklarıyla çalışırlar ve etkilerlerse, muhtemelen bazı olası varsayımlarla, çok büyük ve ateşli yıldızlardan cesaret ve yüreklilik; en ince ve neredeyse görünmez ışıklardan zekânın keskinliği çıkarılabilir.’ şeklinde ifade ettiğine rastlanır.

Galileo’nun Toskana hükümdarının haritasının yanı sıra kızları Livia ve Virginia içinde doğum haritası çıkarttığı hatta bunları temel alarak kişilik analizleri yaparak,  büyük kızı Virginia için tespitlerini şöyle aktarmıştır; ‘ Ay çok zayıflamış ve itaat eden bir burç içindedir. Aile ilişkileri tarafından yönetiliyor. Satürn, ona hüzünlü bir tavır veren teslimiyet ve şiddetli gelenekleri ifade eder ancak Jüpiter Merkür ile çok iyi anlaşır ve iyi huylu bunu düzeltir. Sabırlı ve çok çalışmaktan mutludur.  Yalnız kalmaktan hoşlanır, çok konuşmaz, güçlü bir iradeyle az yer ama her zaman kondisyonda değildir ve sözünü yerine getiremeyebilir.

Aynı zamanda kızı Livia’nın haritası için daha dışa dönük bir karakter olduğunu belirterek; ‘Yükselen Merkür her şey için çok güçlüdür ve konjonktür olan Jüpiter bilgi ve lütuf, basitlik, insanlık, bilgelik ve sağduyu verir.’ şeklinde bir çıkarımda bulunmuştur.

Çeşitli kaynaklarda aristokrat Sagredo başta olmak üzere aristokratların, yöneticilerin, öğrenim görevlilerinin Galileo ya yıldız haritası çıkarttığına dair verilere rastlanmıştır.

Galileo’nun 1633 tarihli, ‘İki Dünya Sistemiyle İlgili Diyalog’ adlı kitabının Paris’teki arkadaşı Elia Diodati’ye yazdığı mektupta; ‘Morino’ nun astrolojiye son ​​derece yüksek bir saygısı olması ve varsayımlarıyla (ki bana göre çok belirsiz olmasa da belirsiz görünmektedir) astrolojinin kesinliğini belirlediğini iddia etmesi hayret verici.  Eğer – söz verdiği gibi – zekice olduğu gibi astrolojiyi insan bilimlerinin en yüksek konumuna yerleştirebilirse bu gerçekten harika bir şey olurdu ve bu harika yeniliği görmek için büyük bir merakla bekleyeceğim.’ diyerek aslında Paris’te Matematik profesörü ve dönemin en ünlü astroloğu Morin de Villefranche’a atıfta bulunmuştur.

 

Yukarıdaki resimde Galileo’nun kendi çıkarttığı bu doğum çizelgeleri, doğum tarihiyle ilgili tek kanıt ve kaynaktır. Bu iki harita arasında yalnızca yarım saatlik bir zaman farkı vardır.

Galileo’nun öğrenim görevlisi olarak çalıştığı Padua Üniversitesinde tıp öğrencilerine yıldız çizelgelerini çıkartmayı ve tıbbı astroloji adı altında çalışmaları olduğu düşünüldü, Galileo’nun astrolojik olarak ölümü önceden tahmin ettiği şeklinde bir iftira atıldı. Galileo, tahminlerinde gereksiz kadercilikle suçlandı. Kilise, bu tür kaderciliğe şiddetle karşı çıktı.  1604’te Engizisyon, matematik öğretim görevlisi Galileo Galilei’ye karşı suçunu formüle ettiği düşünülerek,  yıldızların olaylara yön verdiğinden bahsetmesiyle kâfir olarak suçlandı.

Descartes ve Gassendi gibi Fransız filozoflar astrolojiye şüpheyle yaklaşırken, Rönesans İtalya’sında bu durum bir sorun haline gelmemişti.  ‘Doğanın kitabı, bizim alfabemizdekine pek benzemeyen harflerle yazılmıştır ve herkes onu okuma kabiliyetine sahip değildir.’ diyen Galileo, evrenin işleyişine olan inancını şöyle belirtiyordu; ‘Boş arzularımıza karşı duyarsız, kararlı olmasına ve etkilerini bizim hayal edemeyeceğimiz şekillerde yaratmasına rağmen, doğanın gerçekten ahenkli bir düzeni ve yapısı, geometrik bir tarzı vardır. Sürekli bakabileceğimiz muazzam kitapta -evreni kastediyorum- felsefe yazılıdır fakat yazıldığı dil ve harfler öğrenilmeden bu kitabın anlaşılması mümkün değildir.  Matematik dilinde yazılmıştır, harfleri üçgenler, daireler ve diğer geometrik şekillerdir. Bunlar olmaksızın insanların onun tek bir kelimesini bile anlaması mümkün olmayacak, karanlık bir labirentte dolaşacaklardır.’

Galile 1630’da “Dünyanın İki Temel Sistemi Hakkında Diyalog” adlı kitabını yazdı. Bir Cizvit papazı, kitabı bir şikayet dilekçesiyle Engizisyon Mahkemesi’ne gönderdi. Kitabın dağıtımı yasaklandı ve Galile Engizizsyon Mahkemesi’ne çıkarıldı.

‘Her şeye rağmen dünya dönüyor!’ dediği için mahkemeye çıkarılan Galileo, doğruyu söylediği için hapse atıldı ve işkence gördü. Engizisyon mahkemesinde son anda işkenceler neticesinde tam tersini söylemek zorunda kalarak ‘yok dünya dönmüyor’ dediği için cezası ev hapsine çevrildi. 1642 yılında ölünceye kadar ev hapsinde kaldı ancak yine kitaplar yayınlamaya devam etti.

 

Bütünün hayrına olması dileğiyle…

Astrolog Nurgül Düzenli

 

KAYNAKÇA

Prof. Dr. Unat, Yavuz, DÜNYAYI DEĞİŞTİREN KURAMLAR KOPERNİK VE GÜNEŞ MERKEZLİ KURAMI ( Kastamonu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi)

Bozkurt, Emrah (2018), Avrupa’da Aydınlanmacılık Hareketi’nin Ortaya Çıkışı (KATÜ)

Nick Kollerstom, 2004. Largo Campo di Filosofare Eurosymposium Galileo 2001 Ed Montesinos ve Solis, 2001, 421-432The Traditional Astrologer Magazine, Sayı 15, Ekim 1997

Biblioteca Nazionale di Florence (BNF), Manoscriti Galileiani, VI, Tomo VII.
Favaro Antonio Ed., Le Opere di Galileo Galilei , Floransa 1929-39, 20 Cilt