Güneş’ in ihtişamı ve cazibesi insanlık tarihinde her zaman övgüyle anlatılmış, efsanelere ve öykülere konu olmuştur. Günümüzde ise insanoğlu hala onun etkisi altında tanımlama ve anlatma çabasındadır. Güneş varlığı ile insanlığın umudu, bereketi ve neşesi olmuştur. Gökyüzünde her daim parlayan ve erişilmez bu büyülü küre gecenin ardından günü başlatan ve yaşam veren bir enerjiye sahiptir.  Işığın, sıcaklığın, yaşamın kaynağı,  göğün kalbi, kozmik aklın, bilinç üstünün sembolüdür.

Güneş, antik çağ uygarlıklarının hemen hemen hepsinde tanrılaştırılmış bir güç olarak karşımıza çıkar. Mitolojilerde tanrılar, yarı-tanrılar, kahramanlar Güneş’ le özdeşleştirilmiştir. Seçilmiş kişilerin, imparatorların, kralların Güneş soyundan geldiğine inanılmıştır. Güneş, çok tanrılı uygarlıkların mitolojilerinde genellikle baş tanrı veya ondan sonraki tanrıları temsil eden eril bir gök varlığın simgesidir. Ra, Osiris, Mitra, Helios, Şarruma (Telepinu), Apollon gibi…

Yakın Doğu Mitolojisine baktığımızda; Güneş tanrısının adının Sümerlerde Utu ve Akadlarda Şamaş (Arapça; Şems) olduğunu görürüz. Utu her sabah Mezopotamya’nın doğusundaki dağlardan yola çıkar. Gün boyunca canlılar için ışık saçtıktan sonra batıdan doğuya doğru aksi yönde istikamet ederken “Ölüler Diyarını” ziyaret eder. İnanışa göre Utu hem canlıların hem de ölülerin yargıcıdır. Babil hükümdarı Hammurabi ’nin Kanunnamesi ’nde Şems, “Göğün ve Yerin Büyük Yargıcı” olarak nitelendirilir. Dolayısıyla adalet ve doğruluk sağlayan anlamına gelmektedir.

Germen Güneş tanrısı Sol veya Sunna, Slav Güneş tanrısı ise Dazbog ‘dur. Amerika yerlilerindeki belli başlı Güneş tanrıları Inti (Inka), Tonatiuh ( Aztek ) ve Kinich Ahau ‘dur (Maya). Çin mitolojisinde adı geçen Xihe ise Güneş tanrıçasıdır. Hindularda Güneş tanrısının adı Surya ‘dır. Endonezya adalarının mitolojisinde Güneş tanrısının önemli bir yeri vardır. Hatta bazı kabilelerde Güneş, kabilenin atası, kurucusu sayılır. Eski Türk ve Altay mitolojisinde de biri eril (Kuyaş), diğeri dişi (Gün Ana) olan birer Güneş tanrısı mevcuttur. Moğollar Gün ( Kün) Ana ‘ya “Nar(a) Etzeg” (Nar Ece) derler.

Eski Mısır’ın uğurlu böceği Scarabe’ de Güneş sembollerinden biridir. Pek çok kültürlerde olduğu gibi Güneş tanrılarının da farklı hikâyeleri bulunur. Bu tanrılardan biri Yunan mitolojisindeki Helios ’dur. Helios mitolojide oldukça yakışıklı bir şekilde tasvir edilmiştir. Genelde sakalsız, urbalı ve başının etrafında Güneş ışınlarından oluşan bir hale olduğu söylenir. Helios, Yunan mitolojisinde yer alan Hyperion ve Theia isimli Titanların birlikteliğinden doğmuştur. Güneş tanrısı olarak bilinen Helios burada aslında Güneş’in kendisidir. Ay Tanrıçası Selene ve Şafak Tanrıçası Eos da onun kız kardeşleridir. Güneşle bağdaştırılması dışında aynı zamanda her şeyi aynı anda görme yetisini de temsil eder. O, her şeyi gören ve bilen kişidir. Ayrıca körlerin gözlerini iyileştirdiği de bilinir. İnsanlara hastalığı iyileştirmeyi öğreten ilk tanrıdır.

İnanışa göre Helios Okeanos Nehri’nin doğu kıyısındaki altın sarayında yaşar; her şafak vakti, her biri ateş gibi, dört kanatlı atın çektiği arabasıyla bu saraydan hareketle gün boyu gökte yolculuk eder ve akşamüzeri dünyanın batı ucundaki ülkesine varır. Oraya ulaşınca som altından yapılmış bir kupanın içine bir kayığa yerleşir ve bu kez Okeanos ‘un suları ile gece boyu tekrar doğudaki sarayına taşınır.

Tüm Yunanistan’a ve Rodos’a yayılmış Helios kültünde, Güneş tanrısına beyaz at kurban etmek yaygın bir adettir. Diğer bir konuysa elinde meşale tutan Rodos heykelinin Helios ile tasvir bulmasıdır. Rodos Heykeli, Dünyanın Yedi Harikasından biri olarak kabul edilmiştir.

Diğer bir mite göre Güneş tanrısı Apollon ’un hikâyesi şu şekildedir;

Gün ışığının parlak tanrısı olan Apollon, Yunanlılara göre kendini Güneş ile göstermektedir. Babası Zeus, ışığın geldiği yer olan gökyüzüyken annesi karanlık gece Leto ‘dur. Eos ( Şafak ) her sabah gecenin koynundan çıkarak günün parlak saatlerinin efendisi, Güneş’in tanrısı Apollon ‘un geldiğini müjdeler.

Güneş nasıl ki sistemin merkezinde yer alır Apollon da tıpkı Güneş gibi Yunan tanrılarının göz bebeği ve altın çocuğudur. Apollon müzik, matematik, tıp ve kehanet yetenekleri ile ödüllendirilmiştir. Bunların yanı sıra gümüş yayıla tanınan çok iyi bir nişancıdır. İlyada ’da savaşta dillere destan kahramanlıklar sergilediği gümüş yayıyla da tanınan usta bir nişancıdır. Kaldı ki onu okuyla ölmek kulları için bir ayrıcalık sayılmaktadır. Halk böylece tatlı bir ölüme kavuşacağı inancındadır. Burada anlatılmak istenen Apollon’ un oku gibi kişinin hedeflerine güçle ve inançla nişan alması gerektiğidir. Apollon ‘un mitolojideki anlatımına bakılacak olursa Astrolojide Güneş ‘in Aslan burcunu yönetmesi tesadüf değildir.

Apollon kendisine Yunanistan’da parlayabileceği bir yer aramaktadır. En sonunda Delphi ’ye rastlar ancak burası Python adlı bir yılan tarafından korunuyordur. Onunla savaşır ve Delphi ‘i ele geçirir. Bu tapınağa gelenlerin aradıklarını bulduklarına inanılmıştır. Tapınak girişinde “Kendini Bil” yazmaktadır. Mitolojiye baktığımızda efsaneler yılanlarla savaşan tanrılarla doludur. Burada yılan ya da ejderha figürleri esasında kolektif bilinç dışını temsil etmektedir. Bu durumda canavarla savaşan tanrı kaosu bitirecek böylece yaşam enerjisini ve kolektif bilinçdışını gün ışığına çıkartacaktır.

Eski Mısır’da iki Güneş tanrısı vardı Ra ve Horus;

Mısır halkında Firavunlar aynı zamanda tanrı olarak kabul edilirdir. Mısır mitolojisinde Ra atmaca kafalı bir insan olarak resmedilen bir kral ve Güneş tanrısıdır. Ra’ nın kutsal merkezi Heilopolis’tir. Bu nedenle Heilopolis Güneş Tanrısı olarak anılmaktadır. Ra, hiyerogliflerde elinde haç kolye ve başının üzerinde Güneş şeklini alan bir kobra yılanı ile resmedilmiştir. Kutsal sembolü ise, Güneş’tir. Mısırlılara göre ilk Tanrı Amon’ dur. Ra’ nın Osiris ve Seth adında iki oğlu vardır. Osiris, Mısır’da bir kraldır. Kardeşi Seth, evrendeki kötülüğü temsil eden bir Tanrıdır ve kötülüklerin atası olarak görülmektedir.

Osiris, öldürülünce mısır halkı tarafından mumyalanır. Mısırlılara göre ise Osiris mumyalanmış olsa bile hala üstün bir kişiliğe sahiptir. Ancak Ra ’nın bütün tanrıların üstünde olduğu diğer tanrıların ise Ra’dan oluştuğu inancı hala yaygın bir inanıştır. Hem Amon hem de Ra ilk Tanrı olarak anılmıştır ve bütün tanrılardan üstün tutulur. Bu nedenle daha sonra Amon-Ra olarak anılmışlardır.

Ra’nın ebeveynleri yoktu dolayısıyla kendisini yarattığı veya Nun gök sularından ortaya çıktığına inanılıyordu. Mısırlılar; Ra’nın gün boyunca tekneyle gökyüzünde dolaştığına ve geceleri yeraltına indiğine inanmışlardır. İnançlarına göre bazen yolculuğunda ona eşlik edecek başka tanrıları da yanına alırdı.

Eski Mısırlılar, Ra yaşlanıncaya kadar ilk firavun olduğuna karar vermişler. Ra farklı tanrıçalarla ilişkiler kurmaktaydı ancak çocuklarının birçoğunun bir tanrıçayla olan cinsel birliktelikten ziyade, kendi yaratım güçlerinden oluştuğu düşünülüyor. Ra’nın çocuklarının en tanınmışları Bastet, Ma’at, Hathor ve Sekhmet ‘tir.

Diğer bir mite göre Horus ’da Mısırlılar tarafından, Güneş’le ilişkilendirilmiştir;

Eski mısır uygarlığında, Horus Güneş tanrısı olarak geçer ve Horus Güneş’i ve ışığı temsil etmektedir. Ayrıca, Horus ’un Seth adındaki azılı bir düşmanından bahsedilir. Seth ise efsaneye göre karanlığı ve geceyi temsil eder. Eski inanışa göre her sabah Horus, Seth ’i yenmekte, akşamüstü ise Seth kazanıp Horus ’u yerin altına göndermektedir. Mısırlılar gün ve gecenin oluşumunu bu şekilde tanımlamaktadırlar.

Mitolojilerde Güneş genellikle “her şeyi gören göz” olarak tanımlanır ve gözle sembolize edilir. Mısır Güneş tanrısı Horus ise bunun en meşhur örneğidir. Göz sembolü burada her şeyi bilen, her şeyi gören, yüce ilahi ve sezgisel görü niteliğini simgeler. Göz aynı zamanda, tüm Güneş tanrılarının ve onların hayat verici Güneş’le aşılama gücünün sembolü ve bilginin kaynağı olarak kabul edilir. Tek göz ilahi olanın, ebediliğin, kendi kendine yeterli olanın sembolüdür. Batı sembolizminde sağ göz Güneş ‘in, günün ve geleceğin sembolleri olurken sol göz ise Ay’ın, gecenin ve geçmişin sembolüdür.

Efsaneye göre Horus, Osiris ’in oğludur ve babasının cesedinin tohumundan oluşur. Kötülüğü temsil eden Seth, Osiris ‘i öldürür. Osiris ‘in oğlu Horus, intikam almak üzere Seth ile savaşır. Seth, bu savaşta Horus ‘un gözünü parçalar. Bu parçaları Toth bir araya getirirse de eskisi gibi çalışmayacaktır. O bu eksikliği büyü gücü ile tamamlar ve böylece göz eskisi gibi olur. Horus ‘un gözleri her daim dünyanın üstünde olan Ay ve Güneş ‘i temsil eder manevi anlamda vicdanın hiç kapanmayan gözüdür yorumu yapılabilir.

Güneş Tanrısı Ra inancı, Horus ‘a kıyasla görece daha geç gelişmiştir. Eski Mısır mitolojisinde Güneş, günlük yolculuğunda bir kayık kullanırken Yunan mitolojisinde dört atın çektiği bir araba kullanır. Kayık fikri neolitik bir fikirdir; eski Hint-Avrupa mitolojilerinde ise kayığın yerini at arabasının aldığını görürüz.

 

Astrolog Nurgül DÜZENLİ