
Yunan Mitolojisindeki Jüpiter en güçlü, en büyük ve en önemli tanrı Zeus olarak bilinir. Her tanrı figürü gibi, kendisine ait bir simge ile belirtilir. Zeus’un simgesi, bir şimşek, yanında bir boğa, bir kartal ve meşe ağacıdır. “Tanrıların ve İnsanların Babası” sıfatına da haiz olması nedeniyle, taht ve asa figürleriyle de sık sık kral algısını oluşturacak şekilde tasvir edilir.
Roma Mitolojisinde; Jüpiter’in birçok isimi vardır. Bunlar; Jove, Love, Latin, Luppiter, Lovis ve Diespiter. Jüpiter Roma tanrılarının tanrısıdır. Bazı kaynaklar onun İtalyan bir tanrı olduğunu söyler. Babası, Satürn, öldüğünde Jüpiter tanrıların tanrısı oldu. Zeus gibi, Jüpiter kardeşleri Neptün ve Plüton ile dünyayı yönetti. Plüton yer altı dünyasına hükmetti, Neptün ise denizleri yönetti. Jüpiter’i memnun etmek için halk ona, koç ve keçi gibi çeşitli kurbanlar verirdi.
Zeus halk arasında da pek çok unvan ve sıfat ile anılmıştır. Mesela ‘Göklerde Gürüldeyen’, ‘Şimşek Savuran’, ‘Bulutları Devşiren’, ‘Keçi derisinden kalkan taşıyan’, ‘Yağmur Yağdıran’, ‘Uzaktan duyulan gök gürültüsü’, ‘Rüzgâr Estiren’ ya da ‘Gök Kuşağı Astıran’ bunlardan bazılarıdır. Kendi tasvirlerinde çok güçlü bir görüntüye sahiptir. Genellikle olgun bilge bir görünüşle ciddi ve düşünceli bakışları vardır. Saçları oldukça gür ve dalgalıdır. Sakalları ise kıvırcıktır. Genellikle sağ göğsünü ve kolunu açık bırakan bir pelerini vardır. Sanat Tarihi açısından çok önemli bir figürdür. Olympia, Zeus tapınağında bulunan Zeus heykeli Dünya’ nın yedi harikasından biri olarak seçilmiştir. Olympia o dönemlerde önemli bir merkezdir ilk olimpiyatlar bu şehirde, Zeus’u onurlandırmak adına yapılmıştır.
Babil metinlerinde planet Jüpiter Marduk ismiyle tanımlanmıştır. O diğer Yunan tanrısı Zeus ve Romalı Jüpiter gibi tanrıların kralıydı. Marduk Mezopotamya mitolojisinde Babil şehrinin baş tanrısı olup, başlangıçta şimşek tanrısı olarak görülmektedir. Daha sonrasında bereket tanrısına dönüştürülmüş ve aynı zamanda en yüce tanrı modelini almıştır. Bereket dışında su adalet ve büyü ile özdeşleştirilmiştir.
Zeus Kronos ile Rhea’ nın oğlu, Hera’ nın kardeşi ve aynı zamanda kocasıdır. Zeus’un dünyaya gelişi mitolojinin önemli bir parçasıdır. Annesi Rhea ile babası Kronos’un 6 çocuğu olur bunlardan üçü Zeus’un kız kardeşleri Hestia, Demeter ve Hera’ dır, diğerleri erkek kardeşleri Hades, Poseidon ve en son çocuksa Zeus ‘un kendisidir.
Kronos babası Uranos’a yaptıklarını unutmaz ve oğullarından bir gün aynı karşılığı göreceğinden korkarak bu yüzden, karısının her yeni doğurduğu çocuğu yutup, karnında saklar. Rhea annesi Gaia’dan yardım ister ve bir plan yaparak Zeus’u Kronos’ un elinden kurtarmayı başarır. Tanrıça gecenin karanlığından faydalanarak, çocuğunu Girit adasında İda dağının tepesine kaçırır ve onu orada bir mağarada saklar. Zeus Gaia’ ya emanet edilmiştir. Curetler (daha alt düzeydeki tanrılar) ve orman perileri çocuğun bakımını üstlenirler. Cüretler Zeus bebeğin ağlamasını Kronos’ a duyurmamak için Giritli gençlerin ayinlerine öykünerek dans eder ve silah çatarlar. Tüm bebekler gibi Zeus’un da beslenmesi gerekir. Amalthea isimli su perisi Zeus’u beslemeyi üstlenir ve onu emzirir. Bazı kaynaklara göre Amalthea dişi bir keçiydi ve Zeus ona büyük minnet duyuyordu.Zeus son derece iyi bir bakımla ergenlik çağına ulaşır. Genç ve güçlü bir delikanlı olur ve kehanetin gereğince babasını yerinden etmeye hazırlanır. Zamanı gelince Girit’ten ayrılıp kuzeni Metis’ i ziyaret eder. Bilgeliği ile ünlü olan Metis Zeus’a yardım etmeyi kabullenir. Ona Kronos’ un yanına hizmetkâr olarak girmesini ve bu konumdan yararlanarak içkisine zehir koymasını önerir. Zeus söyleneni tek tek yapar. Zehir Kronos’ u kusturunca Zeus’un tüm kardeşleri dışarı çıkar ve Zeus ‘a katılırlar. Kardeşlerinin kurtulmasıyla Zeus Kronos’ la savaşacak bir ordunun çekirdeğini oluşturmuştur. Öte yandan Kronos kendi ordularını toparlamakta zorlanır. Titanların bazıları ona yardımcı olmayı reddeder. Öyle ki dişi titanların hiçbiri savaşa katılmaz. Son derce büyük bir çatışma gerçekleşir. On yıl sonra savaşlar sona erer. Zeus yönetime geçer geçmez düşmanlarını yok eder. Kronos’ un ordusunu Tartoros’ a hapseder ve başlarına birer bekçi bırakır. Bunlar Etna yanardağının ve diğer yanardağların diplerinde zincire vurulurlar. Fakat onlar kımıldamaktan ve inlemekten, bağırmaktan bir türlü vazgeçmezler. Günümüzde bu bölgedeki depremler ve yanardağın ağzından çıkan dumanlar bu efsaneyle ilişkilendirilmektedir. Artık tüm bu olanlardan sonra kâinat düzen buldu, tabiatın kaba, vahşi ve kör kuvvetleri, tanrısal zekâ tarafından yenilmiş ve emir altına alınmış oldu.
Zeus, karısı Hera, çocukları, kardeşleri ve diğer tanrılarla Olympos dağına yerleşip saltanat sürmeye başlar. Kronos, babası Uranos’ u nasıl alt edip egemenliği elinden almışsa, Zeus da ikinci kuşak tanrılarını yener ve üçüncü kuşak, yani Olympos tanrılarının egemenliğini kurar. Evrendeki yetkileri paylaşarak, kendisi yerle gökteki krallığı alır, kardeşi Poseidon’ a denizi, Hades’ e de yeraltı ülkelerini verir. Zeus bundan sonra Titan soyundan gelen tanrıçalarla ve kendi kuşağından kardeşleriyle birleşip bir sürü tanrısal varlık üretmeye koyulur.
Zeus’u anlatan tüm eserler, o’nun çapkınlığından söz eder. İstediği her şeyin şekline bürünebilen bir özelliğe sahiptir. Antiope için satir, Aegina için ateş, Leda için kuğu, Danae için altın yağmuru, Hera için guguk kuşu, İo için bulut, Europa için boğa olması ve Alkmene için kocasının kılığına girmesi, çapkınlığı amacıyla istediği her objeye dönüşebilmesini örneklemiştir. Zeus’un âşık oldukları arasında, ölümsüzlerin yanı sıra ölümlüler de vardır. Çapkınlığı ile ün yapan Zeus eşi Hera tarafından sürekli olarak takip ettirilir. Hera evli olduğu eşidir ve zeusun çapkınlığı ile birlikte kıskançlıkları ile bilinir.
Astrolog Nurgül DÜZENLİ